Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Etimolojik Açıdan
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

 

 

Bilal Aksoy

Zeytin

29 Eylül 2019

       Dalları dikensiz, yaprakları karşılıklı küçük açan uzun ömürlü bir ağaç ve onun insan sağlığı için yararlı olan meyvesi. Akdeniz ülkelerinde yaygın olarak yetişmektedir. Zeytin ağacının meyvesi taze iken yeşildir ve zaman geçtikçe kararmaya başlar. Farklı çeşitleri mevcuttur. Zeytin, tüm eski inançlarca kutsanmıştır. Ayrıca Nuh’un Gemisi’nden uçan beyaz güvercin, ağzında zeytin dalıyla tufanın sonlandığını müjdelemiştir. O günden sonra, bu durum barışın sembolü olarak görülmüştür. Sumerce ĝešzi.ir.dum (=zeytin ağacı) Akadca sertum ‘zeytin’ karşılığında kullanılıyordu. Hititçede zertum şeklinden söz edilmektedir. İbranice sayt/zayt Arapçada zaytun olmuştur. Aramice ve Süryanice zauta/zayta, Svahilice zeytuni, Hintçe zaitoon, Farsça zeytun, Portekizce azeytona, Somalice saytuun, Kürtçe zeytûn, Tacikçe ve Kırgızca zaytun, Malayca zaitun, Kazakça zeytün, Moğolca çidun, Nepalce ve Pencapça jaituna, Peştuca zeytun, Ermenice dzit’aptugh, Urduca zeytun diye bilinmiştir.

     Sumer ve Akadlılardan sonra bilhassa Fenikeliler zeytinden çokça yararlandılar. Zeytin, Fenikece zyt kök sözcüğüyle ifade ediyordu. Sonraları İbraniler, üzerinde zeytin ağaçları yetişen Kudüs yakınlarındaki Zeytinlik Dağı’nı (İbranice Har Ha-Zetim=’zeytinlik dağı’) kutsadıklarından onun meyvesini ve özellikle yağını da kutsal saydılar. Tevrat ve İncil’in birçok yerinde Zeytinlik Dağı ile ilgili anlatımlar mevcuttur. Araplar buraya Cebelü’t-Tur (Tur Dağı) demişlerdi. Eski Sami Dillerde tur sözcüğü ‘dağ’ olarak biliniyordu.  İlk Çağ’da tur sözcüğü İranlılara da intikal etti. İranlılar Turan derken ‘dağlık yer’i dile getiriyorlardı. Turan’ın Orta Asya Türkleriyle bir ilişkisi yoktur. O zamanlar Turan, İran ile Hindistan arasındaki bir bölgeye deniliyordu. Yahudi inançlarına göre, Mesih Çağı Zeytinlik Dağı’nda başlayacaktır. Hıristiyanlar ve Müslümanlar da Zeytinler Dağı‘nı yani Tur Dağı’nı kutsal saydılar. Kur’an’da da Tur-i Sina’da yetişen zeytin ağacından söz edilmekte ve onun meyvesinden çıkan yağın yiyenler için katık olduğu belirtilmektedir (Müm’inûn Sûresi, 23/18-20). Bir başka yerde zeytinliklerden bahsedilmektedir (Abese Sûresi, 80/29). Ayrıca, Allah’ın nuru bir kandile benzetilerek, bu kandil “mübarek zeytin ağacının yağından tutuşturulur” denilmektedir (Nur Sûresi, 24/35). Bir sûrede de şu ifade dikkati çekmektedir: “Yemin olsun, incire, zeytine ve Tur-i Sina‘ya (Sina Dağı’na) ve bu güvenli beldeye.” “Zeytinler” sözünün geçtiği başka sureler de bulunmaktadır (Nahl,16/11; En’am 6/99,141). Zeytin’in takriben beş bin yıl önce Sumer ülkesinde ve yaklaşık aynı sürede Girit Adası’nda da yetiştiği belirlenmiştir. İÖ. XIV. yüzyılda Fenikeliler zeytini Akdeniz adalarına götürdüler. İÖ. VIII. yüzyılda Yunanistan ve akabinde Libya’da ekiminin yoğunlaştığı yönünde bilgiler edinmekteyiz. Yaşadığımız coğrafyada zeytinin takriben %75’i Ege Bölgesi’ne aittir. Maraş yakınlarındaki Zeytun kasabasından İstanbul’daki Zeytinburnu‘na dek birçok ‘zeytin‘li yer adıyla karşılaşmaktayız.