Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Etimolojik Açıdan
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

 

 

Bilal Aksoy

Zil

19 Mart 2024

     ZİL (I)  Bir çan ile bu çana vuran tokmaktan oluşan alet; parmaklara ve tefin kasnağına takılan birbirine çarptıkça ses çıkaran metal nesne. Kürtçe zîl (=bir tür çalgı, çıngırak) sözcüğünden. Farsçada zil sözcüğü yerine zeng (=çalgı, çıngırak, zil) deniliyor. Farsça zeng sözcüğüne dayanılarak aynı dilde ‘zil’ sözcüğü karşılığında zengole, zengûle, zengel ve zengele sözcükleri de kullanılıyor. Farsça zîr (=alt, aşağı; hafif, ince; sazın en alt ince teli; hüzün verici sesi olan saz) sözcüğüyle ilişkisi izaha muhtaçtır. Farsça zîr incelik ifade eden bir sözcüktür. Bu nedenle Farsça zîr sözcüğünün Kürtçe zir/zır (=yüksek sesle ağlama veya bağırma; zırlama, anırma) sözcüğüyle bağlantısı açık değildir. Sumercede e-lil, Akadca elallum sözcükleri ‘zil’ karşılığındadır. Zil sözcüğü birçok dile intikal etmiştir. Ermenice, Uygurca, Bulgarca zil, Sırpça zïl, Arnavutça zile, Yunanca zili.

    ZİL (II) Filiz, sürgün. Aynı karşılıktaki Kürtçe zil sözcüğünden. Bu sözcük aynı dildeki zîl (=bir tür çalgı, çıngırak, zil) sözcüğüyle karıştırılmamalıdır.