Zılgıt
1 Aralık 2020
Çığlık, sevinç veya korku saçmak için dili dişler arasında hızla oynatarak çıkarılan ürkütücü ses. Zılgıt‘ın bir Asur geleneği olduğu kanısındayım. Asurlular savaş anlarında bu tür ürkütücü çığlıklarla karşıtlarının üzerinde korku salarlardı. Arapçada zeğarit, zeğarid ve benzer sözler ‘zılgıt’ karşılığında kullanılmıştır. İbranicede z’qh kökü ‘bağırma veya çığlık’la ilgilidir. Sumerce šir ve Kürtçe zır sözleri ‘bağırma, bağırarak ağlama, çığlık’ olarak biliniyor. Kürtçeden Türkçeye intikal eden zır sözcüğü Türkçede zırlamak yüklemine yol açmıştır. Arapçada zılgıt çekmek, zeğerete veya zeğrede olarak ifade ediliyor. Suriye Araplarının düğünlerinde, Antakya ve Samandağ dolaylarındaki düğünlerde atılan çığlıklar o coğrafyanın Arapçasında zalguta sözüyle biliniyor. Semitik halkların dillerinde farklı versiyonlarıyla da olsa buna benzer kelimeler görülüyor. Zalgutalar tiz ve uzun süreli çığlıklar olarak, düğün, kutlama ve sair törenlere hareketlilik kazandırıyor. Anadolu’da yaygın kullanılan zılgıt sözü Arapça zalguta ile bağlantılıdır. Arap argosunda telaffuz edilen zılgıt kelimesi Anadolu’nun birçok yöresinde ‘azarlama, paylama, gözdağı verme, korkutma, kışkırtma, coşturma’ karşılığındadır. Zılgıtlamak ise ‘toplu sevinç sesleri çıkarmak’ karşılığında biliniyor. Ankara’nın Haymana dolaylarında ‘ağıt’a zılgıt deniliyor.