Anne
7 Mayıs 2020
Çocuğu olan kadın, anne; azize, kutsal kadın: Meryem Ana veya Ana Meryem, Fatma Ana veya Ana Fatma. Anne kelimesi, ana kelimesinden dönüşmüştür. Aşağıda yapacağım örneklemeler de göstermektedir ki, ana kelimesi tarihin çok gerilerine dayanmaktadır. Bu açıdan, Sumerce ama veya eme, Akadca umu(m), İbranice ama, em; Hititçe hannas (=büyük anne), Macarca anya, Arapça umi, Latince anus (=yaşlı kadın) ve anna– (=üvey anne, dadı), Almanca ana (=nine, büyük anne), Maya Dilinde naa, Eski Yukarı Almanca ana (=nine, büyük anne), Prusya Dilinde ane (=yaşlı kadın), Kürtçe ana (=ruhani kadın, azize); Ermenice han ve Yunanca annis ‘azize’leri ifade etmiştir. Almanca, Rusça, Litvanca, İsveççe, Norveççe, Hırvatça, Bulgarca, Ermenice, Sırpça ve Romencede mama, Yunanca metera, mána ve mama, Pencapça mami, Fransızca maman sözleri ‘anne’yi ifade etmektedir. Arnavutça nanē ve mamē, Hintçedeki ammā veya mām sözlerini de unutmamak gerekir. Öyle sanıyorum, ‘ana’ karşılığındaki mama sözü, aynı zamanda ‘meme‘ karşılığındadır. Bu bakımdan, Latincede mamma ve mammilla (=meme, göğüs) sözleri telaffuz ediliyordu. Fransızca mamelle (=meme) sözü de aynı kökenden kaynaklanmıştır.
Şemseddin Sami, ana sözünün İstanbul’da anne şeklinde telaffuz edildiğini belirtmektedir. Türkçeye yakın dillere de geçmiştir. Kazakça, Uygurca ve Azerice ana, Kırgızca ene veya apa, Özbekçe ànä, Türkmence ece; Tatarca äni, ana veya inä sözleri ‘ana, anne’ karşılığındadır. Kürtçe ana (=kutsal kadın, azize, ruhani kadın) sözüne istinaden aynı dilde Ana Meryem ve Ana Fatma haricinde, Ana Medine, Ana Fincan ve Ana Gülsüm gibi birtakım seyit eşleri de ana unvanıyla anılıyorlardı. Çevresince saygınlık görmüş olan Seyit, dede, pir ve rehberin eşlerine ana deniliyordu. Bu durum, bir zamanların Dersim coğrafyasında oldukça yaygındı. Ayrıca, Ermenice mayr sözü de ‘anne’yi belirtmektedir.
Öte yanda, Sanskritçe mātarah sözü Farsçada mader, Tacikçede modar, Hollandaca moader, İngilizce moter, Aşağı Almanca Mudder, Yunanca metera ve İspanyolca madre sözleriyle varlığını devam ettirmektedir. Yunanca mana (=ana, anne) ve metera ile Hintçe mātā sözleri de aynı kökten kaynaklanmıştır.
Mitolojide bir kısım tanrıça ya da azize adları da ana unvanıyla veya ana adıyla biliniyordu. Tanrıça Afrodit’e Anadyomene denilirken, Kıbrıslı bir kız Anaksarete diye anılmıştır. İlk Çağda Roma yakınlarında Anna Perenna denilen kutsal koruluk mevcuttu. Antik Çağ Yunan tanrıçası Artemis’le bir tutulan Roma tanrıçası Diana adının Dia (=Zia: ışık) ve –ana (=tanrıça) sözlerinden olduğu kanısındayım. Athena, Helena (<Helen-ana) ve Anaksibie gibi tanrıça adlarıyla karşılaşıyoruz. Ana sözünün Urartu tanrıçalarının adının sonunda yer alan –ini son ekiyle ilişkili olması mümkündür. İni aynı zamanda ‘kutsal gün’ sayılan, cuma gününün Kürtçe adıdır. Ana sözünün Hititçe hannas kelimesinin başındaki ‘h‘ harfiyle sonundaki ‘s’ harfinin düşerek zamanla anna şeklinde dile getirildiği, anna sözündeki çift ‘n‘ harfinden birinin düşmesiyle de ana şekli belirmiştir.