Tanrı
7 Şubat 2021
Kâinatın yaratıcısı olduğuna inanılan soyut obje. İlâh, Allâh, Huda (>Hüda), Ḥudê (>Hüdey), Hakk (<Haḳḳ), Cenab-ı Hakk, Mevlâ, Rabb, Hû (>Hü), Oğan, Çalab, Yaradan. Tanrı kelimesi Çince tiānrì sözünden komşu halklara intikal etmiştir. Çince tiānrì ‘gökyüzü ve Güneş’ karşılığındadır. Bu sözün de temelinde Çince tiān kelimesi bulunmaktadır. Çince tiān sözü ‘gökyüzü, gün, günün bir bölümü, mevsim, hava, doğa, Tanrı’ karşılığında ifade edilmiştir. Çincede tiān ön ekli onlarca kelime bulunmaktadır: tiānlán (=mavi gök), tiānkōng (=gökyüzü), tiānbiān (=ufuk), tiāntĭ (=gök cismi), tiāntáng (=cennet), tiānwen (=astronomi), tiānzi (=Tanrı vergisi), tiānwéntái (=gözlemevi, rasathane), tiānḥiān (=tanrıça, ilâhe), tiānḳi (=hava), tiānliàng (=tan, şafak, gün doğumu), tiāncái (=üstün) ve benzerleri gibi.
Çinceden Türkçeye geçen tiānrì (=gökyüzü ve Güneş) sözü zamanla Türkçede Tanrı şeklinde telaffuz ediliyor. Ayrıca aynı kökenden kaynaklanan Moğolca tengri (=gökyüzü, Tanrı, İlâh) şekli görülüyor. Moğolca tengri sözü de Çince tiānrì ile bağlantılıdır. Moğolca tenger (=gökyüzü) de aynı kökenden gelmiş olmalıdır. Çünkü Çince téng sözcüğü ‘yükselmek’ demektir. ‘Gökyüzü’ ve ‘Tanrı’ karşılığındaki Moğolca tengri, tenggeri ve tenger şekilleri Çince téng (=yükselmek, yükseliş), téngténg (=yükselen, yukarıya çıkan) ve téngfēi (=yükselmek, uçmak) sözleriyle ilişkilidir. Çincede tī (=yükseltici, merdiven, basamak) kelimesi de kullanılmaktadır.
Yakutça tangara, Kırgızca tengir; Uygurca, Tatarca, Özbekçe, Kazakça, Çağatayca ve Başkırtça tengri kelimesi ‘Tanrı’ karşılığındadır. Türkmence Tangrı adının yanı sıra Hudāy, Azerice Tanrı ve Allah kelimeleri kullanılıyor. Türkçedeki tan (=şafak), Çince tiān (=gün) sözünden dönüşmüştür. Eski Uygurca tängri (>tngri), ‘Tanrı’ demektir. Bkz. Tan.
Çinceden alınan Türkçe Tanrı sözünün Sumerce dingir (=ısı/ışın saçan) kelimesinden alındığını öne sürmek zorlama bir sav olsa gerektir. Sumercede ‘Tanrı’ karşılığında diĝir adı kullanılmıştır. Çok nadiren dingir sözü de aynı karşılıkta belirtilmiştir. Türkçe Tanrı adının Sumerce dingir ile ilişkilendirilemeyeceği görüşündeyim. Ayrıca Sumercede ‘Tanrı’ karşılığındaki diĝir kelimesini değil dingir sözünü çözümlediğimde din ön ekinin ‘ısı, hararet, hayat, canlılık, güç, kuvvet’ demek olduğu anlaşılıyor. Aynı dilde bu sözcüğün tin şekliyle de karşılaşıyorum. Bu bağlamda Sumerce tinur (=fırın, ocak, tandır) sözcüğü dikkati çekmektedir. Sumercede gir ise ‘büyük, etkili’ oluşa işaret ettiği görülüyor.
O halde Sumerce dingir ‘etkileyici ısı, kuvvetli ısı’ diye algılanmış olur. Bu ısıyı yayan da Güneş’in kendisidir. Dingir, Sumerlilerin Utu dedikleri Güneş’in bir tür lakabıdır. Sumerce din veya tin sözüyle Kürtçe ṭîn (=ısı, hararet) ve tîndar (=ısıveren) arasında bir bağlantının olduğunu söylemek mümkündür. Kürtçede tennur (=tandır) kelimesi de aynı kökenden geliyor. Sumerce tin hem ‘yaşamak, hayat, canlılık’ hem de ‘ısı, hararet’ diye algılanmıştır. Sumerce diĝir-ama ‘kutsal ana tanrıça’dır. Görülüyor ki, Türkçedeki tanrı sözü Çincede ‘yükseliş, arş, gök, sema’ karşılığındaki tiān’lı kelimelerle irtibatlıdır. Oysa Sumerce diĝir veya dingir ‘ısı’ ile, ‘hararet’le ilişkilidir. Ayrıntı için bkz. Tanrı’nın Etimolojik Kökeni.